Hürriyet

19 Mart 2013 Salı

Reflü

Merhabalar,

4.5 yaşındaki kızımın doğumsal solunum yolları sorunu var bu konuda teşhis ve tedavisine ve de ençok insanlığına çok güvendiğimiz bir doktorun kontrolu altında hayatımıza devam ediyoruz.

Ancak son bir kaç haftadır gece yarısı başlayıp sabah ilk saatlerine kadar süren ve bir öksürük nöbetiyle birliket yüksek ateş yaşamaya başladık. 

Bunu doktorumuzla paylaştığımızda yaşadığımızın reflü atağı olma ihtimalinin yüksek olduğunu, özellike bizim düzenli kullandığımız solunum ile ilgili ilaçları kullanlarda bunun sık görüldüğünü belirterek bir reflü sintigrafisi çektirmemizi istedi.

Sintigrafi çekimi aslında zorlu bir süreç değil ancak, 4.5 yaşında ve oldukça da haraketli bir çocuğu 1 saat boyunca aynı pozisyonda tutmak çok ama çok zordu.
Normalde kızım, ilaçları, doktorları ve onların yaptıkların severek kabul eder ve hiç bir şekilde sorun çıkartmaz. Ağlamaz, itiraz etmez ve bu özelliğiyle de doktorları ve hemşireleri bile şaşırtır. Ama yine de 1 saat kımıldaman durmak her baba yiğidin harcı olmadığı gibi benim kızımı da epey bir yordu.

Ve yapılan tetkikin sonunda izleme süresi içerisinde 7 kez proksimal özofagus seviyesine dek ulaşan reflü gözlenmiştir deniliyor. Bu sabah da bu raporu kendi doktorumuzla paylaştık ve kendisi de artık resmi olarak reflü teşhisini koydu.

Şimdi yeni bir ilacımız daha oldu. Bu durum kızımı çok mutlu edecek biliyorum. Akşama yemekten önce şurup içmen lazım dediğimde ağzını açarak gelecek ve bu yeni şurubunun tadı hakkında önüne gelen herkese bilgi verecek. Ama tabi bir anne olarak çok da fazla ilaca dayalı bir yaşam arzu etmiyorum.

Bu süreçte reflü'yü araştırırken, Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın yönettiği http://beslenmebulteni.com/ internet sitesini buldum. Bu sitenin içerisinde kendi formunu var. Gerçekten çok yararlı bilgileri bulabileceğiniz bir bir forum. Takip etmenizi tavsiye ederim. Ve hepsinden önemlisi, sorunumla ilgili yazdığım elektronik postaya inanmakta zorlandığım bir sürede Ahmet bey ve/veya ekibinden cevap geldi. Ahmet beyin işini ne kadar önemseyen ne kadar naif bir insan olduğuna tanık olmuş oldum.

Prof. Dr. Ahmet Aydın, kızımın doğumuyla tesadüfen görsel medyayı takip ettiğim süreçte hayatımıza girdi. Söylemleri beni çok etkiledi ve elimden geldiğince beslenme şeklimizi onun tavsiye ettiği yöne doğdu kaydırmaya başladım.

Mesela, Ahmet bey, bir keresinde bir röpörtajında, "bir gıdanan raf ömrü ne kadar uzun olursa, bilin ki sizin ömrünüzden çalıyordur" demişti o gündür bu gündür hiç bir uzun ömürlü ürüne elim gitmiyor. 

Gazlı içecekler kesinlikle hayatımızdan çıktı, hazır gıdalar, fast-food artık yok. Süt sadece günlük şişe sütü ve/veya mahallemizin sütçüsünden alınıyor. Yoğurdumuz anne yoğurdu. Ekmeğimizi tam buğday unundan evde yapıyorum. Onun dışında mevsimi olmayan meyve ve sebzeyi tüketmemeye büyük özen gösteriyorum. Mümkün olduğunca, mevsiminde alıp kendim dondurmayı ve vaktini geçirmeden tüketmeye çalışıyorum.

Yaz sonunda, evde yaklaşık 100kg civarında domatesi kaynatıp bütün kış kendi yaptığım ve hiç bir katı maddesi olmadan saklayabildiğim domates soslarını kullanıyorum. Aynı şekilde kırmızı biberleri de hazırlıyorum ve hazır domates biber salçası da kullanmıyorum.

Aman, gene benim çenem düştü diyeceğim ama bu sefer klavyede gezinen parmaklarımı zapdedemez hale geldiğimi farkettim bir anda.

Sözün özü biz bir reflü sorunuyla karşı karşıyayız, ama artık bu çok özel bir rahatsızlık olmaktan çıkmış gönümüzün en sık rastlanan ve neredeyse olmazsa olmaz bir hastalığı haline dönüşmüşmüş. İlaç tek çözüm değil, aslı beslenme ve yaşam düzeninin yenilenmesi, düzenlenmesi. Tüm ilaçların olduğu gibi bir tarafa şifa verirken başka bir yerlerde dert yaratıyor olması söz konusu.


Bu süreçte, yaşadıklarımızı, tecrübelerimizi buradan da paylaşıyor olacağım.

sağlıkla kalın

2 yorum:

  1. Öncelikle geçmiş olsun... Benim kızım da öyleydi ama teşhisi başka şekilde koymuşlardı belki de reflü bile olabilirdi dediğiniz gibi ama geçti. Öksürük nöbetleri geçiren çok fazla çocuk var etrafta evet bu çok yaygınlaştı. Sabahlara kadar sadece yatınca artan öksürükler ve artık kızarıp öksürmekten kanter içinde kalan kuzucuklar... Allah korusun onlara birşey olmasın biz öksürelim onlar yerine diyorum hep... Hep sağlıklı olsunlar hiç ilaç kullanmaları gerekmesin inşallah :)

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkürler, mesajınız moral verdi bana. ben de inanıyorum benim kızım da atlatacak bu sorunu. şimdi onun gönlünü hoş tutacak fırfırlı süslü püslü yazlıklar hazırlama zamanı değilmi ama:) ziyaretiniz için çok teşekkürler

    YanıtlaSil